Vasfiye Ablayı hatırlıyor musunuz?

Gülse Birsel'in yazdığı ve oynadığı ‘Yalan Dünya’ dizisinde oynardı.

Aman Allah’ım, ne kadındı be!

Kuru sıska biriydi. Girdiği her ortama negatif enerji verir, mutlu insanı bile mutsuz, sağlıklı insanı bile hasta ederdi.

Nasıl başlardı söze?

‘Ne çektin be…’

***

Vasfiye Abla ile ilgili bir yazıyı, İzzet Baysal Caddesi yap- boz şeklinde yapılırken yazmış

Ve

İzzet Baysal Caddesi esnaflarını kastederek ‘Ne çektiniz be!’ demiştim.

Şimdi de aynı ifade, ‘Arasta İçi’ çalışmaları için geçerli.

Esnaf, dertli…

Şöyle bir dolaşayım dedim,

‘Selamünaleyküm’ diyerek selam verdim.

Esnaflar boş boş otururken, Çiçek Abbas filmini mi seyretmişler ne?

Önce

‘Aleykümselam’ dediler.

Sonra da

Yaklaşma toz olursun, geçme pişman olursun’…

***

Hakikaten Arasta içi toz duman, sıkıntı var.

İyi organize olunmamasından dolayı çalışmaların uzamasından rahatsız olup;

‘İleride güzel günler göreceğiz demişlerdi.

Daha ne kadar gideceğiz’ diyerek, sabır taşını çatlatan esnaflar var.

Ama

"Çilemse çekerim, kaderimse gülerim" diyerek sabır gösterenlerde…

***

Sokak aralarında hoplaya zıplaya, slalom yapa yapa ‘Pınarlar Mefruşat’ın sahibi Ramazan Kaynarpınar kardeşimle beraber kahveye vardık.

Sağ olsunlar çay da ikram ettiler.

Şikâyetleri dinledik, temennileri de…

Yapılan çalışmaların beğenilmeyip sökülüp tekrar yapılmasına atıfta bulunan bir esnaf, ‘Hoca sana bir fıkra anlatayım mı ?’dedi.

‘Anlatma’ diyecek halimiz yok ya,’ anlat’ dedim.

Hepimizin bildiği o fıkrayı anlattı.

‘Hayat kadınına sormuşlar; niye çocuğun olmuyor?’

Kadın ne demiş?

‘Nasıl olsun ayol, biri yapıyor, biri bozuyor.’

***

Sayın Belediye Başkanımız!

Kara bahtım, kem talihim / taşa bassam iz olur / Ağustos’ta suya girsem / balta kesmez buz olur” diyerek karalar bağlayacak halimiz yok.

Ama

Arasta İçi çalışmalarında, plansızlık ve programsızlıktan dolayı kaynaklanan dertler çok.

Ben esnafın sıkıntılarını, kalem kalem yazmadan, elçiye zeval olmaz düşüncesinden yola çıkarak dile getirdim.

Siz de, sanki bomba düşmüş bir görüntü veren ‘Arasta içi’ ni tekrar bir gezseniz,

Sonra, Yukarı Taşhan’ da bir mola verseniz
Ve
Yunus Emre’nin 
‘Suyum alçaktan çekerim 

Dönüp yükseğe dökerim

Görün ben neler çekerim

Derdim vardır inilerim.’ İlahisi, ney eşliğinde derinden derinden kulaklarımıza gelirken, esnafı da acı bir kahve içerken dinleseniz.

11.08.2021

Muharrem Demirel