Bugün itibari ile ziller; öğretmen, öğrenci, veli, kantinci, servis şoförü ve rehberi için çalacak. Velilerimiz evlatlarını tertemiz giyindirdikten sonra heyecan içerisinde okullarına getirecek. Anaokulu ve anasınıflarında ilk defa öğrencilerin okullu olmalarının heyecanı yaşanacak. Bazı öğrencilerde ailesinden ilk defa ayrıldıkları için koridorlarda ağlamalarla karşılaşılacak. Sayın veliler, bu ağlamalar ile çocuğunuza sakın yenilmeyin. Tamam çocuğunuz canınızın bir parçası ama öğretmenlerimizde bu konuda deneyimli. Siz okula alışma sürecinde öğretmenlerimize güvenin. Birinci sınıflarda sınıflar süslenecek ve “Daha dün annemizin kollarında yaşarken, çiçekli bahçemizin yollarında koşarken, şimdi okullu olduk, sınıfları doldurduk, sevinçliyiz hepimiz yaşasın okulumuz” parçası sınıfların sessizliğini bozacak. Diğer sınıflarda ise, eğitim-öğretim bir önceki yıldan kalınan yerden başlayacak ve daha ileriye götürülmek için Bismillah denecek.

************

Yeni eğitim-öğretim yılı başlarken severek okuduğum ve beni çok etkileyen bir kitaptan bahsederek yazımı sürdüreyim dedim. Grigory PETROV tarafından kaleme alınan Beyaz Zambaklar Ülkesinde isimli romanda belirtilen eğitimin önemini herkes ile paylaşayım istedim.

1923 yılında ilk kez Sırpça basılan Beyaz Zambaklar Ülkesinde isimli roman, 1928 yılında Ali Haydar Taner tarafından ilk kez Türkçe’ye çevrilen bir eserdir. Mustafa Kemal Atatürk okuduktan sonra okulların müfredatına mutlaka konulmasını istemiştir. Beyaz Zambaklar Ülkesinde isimli kitap, o tarihten bu yana severek ve ilgiyle okunan, modası geçmeyen kitaplardan bir tanesidir.

Tüm yoksulluklara, imkansızlıklara, olumsuz doğa koşullarına rağmen bir avuç aydının önderliğinde Finlandiya’nın nasıl gelişmiş ülkeler seviyesine geldiğini, bugün medeniyet, insan hakları, yaşam standartları konularında zirvede yer alan Finlandiya’nın nasıl bu aşamaya geldiğini gözler önüne seren bir eserdir.

1811 yılına kadar İsveç hakimiyeti altında olan Finlandiya’da, bütün üst kademe İsveçlilerden oluşmaktadır. Ancak Fin aydınlarından biri olan Johan Wilhelm SNELMAN önderliğinde Fin kültürü geliştirilmeye başlanır. Bir eğitim seferberliği ilan edilerek Finlandiya halkı kendi egemenliğine sahip olduğu gibi her yönüyle gelişir.

Bataklıklar ve kayalıklar ülkesi Finlandiya’nın 2 milyon nüfusu vardır. Johan Wilhelm SNELMAN önderliğinde aydını, köylüsü, din adamı, subayı, memuru, öğretmeni ve diğer herkes birleşerek ülkeyi kalkındırmaya çalışır.

Johan Wilhelm SNELMAN özellikle aydınlara halka üstten bakmamayı, donanımlarını paylaşmayı ve öğrendikleri her şeyi onlara da anlatmaları gerektiği noktasında telkin eder. Toplumun alt kesimine de daha iyi bir yaşam için neler yapmaları gerektiğini anlatır. Eğitimi her şeyin merkezine alır. Öğretmenlere sürekli konferanslar vererek işlerini iyi yapmaları, büyük sorumlulukları olduğu konusunda nasihatler verir.

Zekanın, bilimin, hayat zevklerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtir. Memurlardan her zaman adaletli olmaları ve adalet duygusunun yerleştirilmesi için çalışmalar yapmasını ister. Yıllar içinde birçok özellik değişir ve gelişir. Küçük ülke adına büyük adımlar atılır. İnanarak yapılan çalışmalar meyvesini verir ve Finlandiya eğitim, refah düzeyi çok yüksek, gelişmiş bir ülke olur.

************

83 milyonluk ülkemiz ile 6 milyonluk Finlandiya karşılaştırılabilir mi denebilir. Tabiki Finlandiya nüfusu bir İstanbul kadar değil. Bunda hem fikiriz. Ama ülkemize uygun bir plan ve programlama ile bu nüfus farkının sorun olmayacağını düşünenlerdenim. İyi bir plan ve programlamaya bir de azim eklenirse. Hedefe ulaşmamak imkânsız.

Ulu önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkabilmek için yapılacak çalışmalarda yeni bir eğitim-öğretim yılı bir fırsat.

Değerli öğretmenlerimiz ve sevgili öğrenciler. Ülkemiz sizlerden çok şeyler bekliyor.

Bir sözümüzde velilere. Eğitimde sizlerde çok önemlisiniz. Başarıya ulaşmada sizlerin payı yadsınamaz. Ancak bırakın eğitim-öğretimi öğretmenler yerine getirsin. Bu sürece müdahale etmeniz öğretmenlerin motivasyonunu düşürmektedir. Bu da biline.

2021/2022 eğitim-öğretim yılının ülkemize hayırlı olması, COVİD-19 pandemisinin tüm paydaşlarda olumsuz etki göstermemesi temennisi ile.

2021/2022 eğitim-öğretim yılında bütün güzellikler eğitim paydaşları ile olsun.

BİR OLMAK, İRİ OLMAK, DİRİ OLMAK ÜMİDİYLE…