2018 yılının Şubat ayında, Seben’in Çeltikdere Köyü'nde geçtiğimiz yıl iki aile arasında çıkan ve 4 kişinin öldüğü, 5 kişinin de yaralandığı kavgaya ilişkin haklarında dava açılan 3’ü tutuklu 7 sanık, bir kez daha hakim karşısına çıktı. Yaşanan kavgada anne ve babasıyla ağabeyini, sonraki süreçte de dedesini kaybeden Suzan B.’ mahkeme huzurunda verdiği ifadesinde; “Benimde bir annem, babam, abim, dedem, bir ailem vardı vahşice katledilmeden evvel. Peki, hayatları ellerinden alınan bu insanların yaşayamadığı 1 dakikanın hesabını kim verecek” dedi.

Haber; Erol DEĞİRMENCİ

Bolu'nun Seben ilçesine bağlı Çeltikdere Köyü'nde 2018 yılının Şubat ayında aralarında daha önceden de tarla yüzünden husumet bulunan iki aile arasında çıkan ve 4 kişinin öldüğü 5 kişinin de yaralandığı kavgaya ilişkin hakların kasten öldürme, korku kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silahla ateş etme, Ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma, silahla tehdit suçundan dava açılan tutuklu sanık Zeki B. Onur B. ve Mustafa B. tutuksuz sanıklar Hasan B. Hatice B. Metin B. ve oğlu Soner B. Bolu Ağır Ceza Mahkemesinde hakim karışına çıktı. Bir kez daha Bolu Ağır Ceza Mahkemesin de hakim karşısına çıktı. Bolu Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görülen davada mahkeme heyeti gelen raporu okuyarak hayatını kaybeden Mehmet B'in vefatının Adli Tıp Kurumu tarafından incelendiğini ve yaşlılığa bağlı nedenlerden kaynaklandığının belirlendiğini bildirdi.

Daha sonra yaşanan kavgada anne ve babasıyla ağabeyini, sonraki süreçte de dedesini kaybeden Suzan B’nin yazılı ifadesi alındı.

“BENİMDE BİR ANNEM, BABAM, ABİM, DEDEM BİR AİLEM VARDI VAHŞİCE KATLEDİLMEDEN EVVEL”

Mahkeme heyetine yazılı ifadesini sunan Suzan B’ ifadesinde; Duruşmanın başından itibaren karşı tarafın mağduriyeti üzerinden konuşuldu. Şimdi bende kendi mağduriyetimden bahsetmek istiyorum. Öncelikle şunu söylemek isterim ki, çocuğu var, ailesi var, eşi var denilerek tahliye talebinde bulunanlar benim bir ailem olduğunun farkında değiller. Çünkü benimde bir annem, babam, abim, dedem bir ailem vardı vahşice katledilmeden evvel. Peki hayatları ellerinden alınan bu insanların yaşayamadığı 1 dakikanın hesabını kim verecek. Eğer kendini savunma amaçlı öldürmüş olsaydınız bu insanların hepsi ölmezdi, kurşunlar göğüslerinden kollarından çıkmazdı. Hayati organlarına isabet etmesini istediniz. Öldüklerinden emin olduğunuz halde başlarında beklediniz. Bu da bir çeşit işkence sayılmaz mı? Belki o süre zarfında birisi gelip kurtaracaktı ve birisi aramızda olacaktı. Hatta burada birisi şahit olacaktı belki de. Siz bunu da elimden aldınız. Babamı, 'Küfür ediyordu sussun diye kafasına vurdum dediler ya: Onu susturdunuz şimdilik ama beni susturamayacaksınız. Bu can bu tende oldukça en ağır cezayı almanız için elimden geleni yapacağım” dedi

“SANKİ TAVUK ÖLDÜRDÜNÜZ”

Suzan B’ ifadesinin devamında; “Siz bu işi yıllardır yapmayı planlıyordunuz. O kadar ki, soğukkanlılıkla öldürüyorsunuz, üstünüzü başınızı değiştiriyorsunuz, koyunları da unutmuyorsunuz bu arada. Sanki tavuk öldürdünüz de hiç telaşa bile kapılmıyorsunuz ve aynı rahatlıkla burada ifade verip 'mağduruz' demeye de hiç utanmıyorsunuz. Ama siz hala ayaktasınız. Dört duvarı arasında olsanız bile güneşi görüyorsunuz, nefes alıyorsunuz, aileniz var, bir şey kaybetmediniz. Neden benim ailemin yaşam hakkını elinden aldınız. Onlarla geçireceğim zamanı neden çaldınız. Şimdi istediğiniz gibi olayı eğip bükerek mahkemeye yansıtmaya çalışıp, biz mağduruz, biz öldürmesek onlar bizi öldürecekti diyip işi nefsi müdafaaya sokabilirsiniz. Ama şunu belirtmek zorundayım. Eğer benim ailem öldürme niyeti ile gelseydi eli boş gelmezdi ve bunu oğlunun geldiği gün yapmazdı. Tüm aileyi katledecek kadar da vicdansız bir cinayet işlemezdi. Çünkü benim ailem yıllardır belalardan, bunlardan kaçtı. Suç dosyası kabarık, geçimsiz, köydeki herkes ile küs olan birinde mutlaka kabahat vardır. Ortada bu kadar söndürülmüş hayat varken, sizin savunma yapmaya ne hakkınız nede yüzünüz olmalı. Dışarıdan bakıldığına iyi görülüyor olabilirim ama bu benim içimde yaralarım olmadığı anlamına gelmez. Aile namına hiçbir şey yok bende. Ailemi görmek için mezarlığa düşüyor yolum. Şimdi soruyorum kim mağdur bu durumda” ifadelerini kullandı.

Mahkeme heyeti, dava dosyasını esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için cumhuriyet savcısına göndererek, duruşmayı 27 Şubat'a erteledi.

Olay ve iddianame

Seben ilçesine bağlı Çeltikdere köyünde Şubat 2018'de, husumetli olan Hasan Büyüktopaç ile amcasının oğlu Ayhan Büyüktopaç arasında çıkan tartışmanın silahlı kavgaya dönüşmesi üzerine 4 kişi yaşamını yitirmiş, 5 kişi yaralanmıştı.

Bolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 42 sayfalık iddianamede, Zeki ve oğlu Mustafa Büyüktopaç'ın "kasten öldürme" ve "kasten öldürmeye teşebbüs" suçlarından dörder kez, Onur Buyüktopaç ve dedesi Hasan ile eşi Hatice Büyüktopaç'ın "kasten öldürme", "kasten öldürmeye teşebbüs" ve "korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silahla ateş etme" suçlarından ikişer kez müebbet hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor. Ayrıca tutuksuz sanıklar Metin ve oğlu Soner Büyüktopaç'ın da "kasten yaralama" suçlarından 2 yıldan 8 yıla kadar hapsi isteniyor.

Diğer taraftan, yaşanan kavgada ağır yaralanan Mehmet Büyüktopaç ise dava devam ettiği esnada hayatını kaybetmişti.