Hükümlüler ve evde hapis cezası verilenler dışında çoğunluğumuz özgürlüğün değerini anlayamayız. Çünkü istediğimiz gibi hareket etmeye alıştığımız için kısıtlamayı çoğumuz bilemeyiz.

İşte bu aralar hepimiz aynı durumu yaşıyoruz ülke olarak ve dünya olarak Corona -19 veya Covid-19 ile mücadele ediyoruz. Biz kendimizi savaş, büyük afetler ve salgın hastalıkları görmediğimiz için şükrederken şimdi karşımızda sinsice ilerleyen bir virüs ile mücadele içinde bulduk kendimizi. Neredeyse yirmi günden fazla süredir evdeyim. Diabet ve tansiyon hastalıklarım olduğu için risk grubundayım. O yüzden de açıkçası sağlığın ne kadar değerli olduğunu bildiğimden dışarı çıkmak cazip gelmiyor. Mecbur kalsaydım veya çalışmak zorunda olsaydım durum mutlaka farklı olurdu. Gördüğüm kadarıyla da Kamu ve özel sektörde risk grubundakilere de izinler veriliyor. Zaten şimdi altmış yaş ve üstüne de sokağa çıkma engeli kondu. Bu çok iyi bir karar bana göre. Bu tedbir daha önceden alınsaydı daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Ben sokağa çıkmıyorum fakat haberleri takip ediyorum. Olağanüstü bir durum olmasına rağmen Bolu ana caddeleri ve kent meydanı insanlarla dolu. Belediye görevini yapıyor. Bizim evin olduğu caddeden çok sık geçiyor zabıta ekipleri. Uyaralılarına devam ediyor. Yaşlılarımıza gereken kolaylık sağlanıyor. Sağlıkçılarımız kendi canlarını bizim canımızdan üstün tutarak, canla başla bizler için çalışıyorlar. En zor durumda olan onlar. Hastaneden geldiğinde çocuğunu kucaklayamayan sağlıkçılarımızı sizler de seyrediyorsunuzdur mutlaka.

Benim iki torunum var. Allah bağışlasın Allah herkesin sevdiklerini. Büyüğü Uras, beş yaşında. Sokağı seven bir çocuk olmasına rağmen ısrar etmiyor çıkmak için. Küçük yaşında olmasına rağmen olayın farkında sanırım. Peki sokağa çıkan dedelerimize nasıl izah edeceğiz bu durumu? Bence önemsemiyoruz bu tehlikeyi. Konu sadece kendi sağlığımız veya hayatımız değil ki? Biz virüsü alınca sadece bizde kalmıyor, sayısını bilemediğimiz insana taşıyoruz. Giderek artacak ve artıyor da zaten. Ne kadar morelimizi yüksek tutmaya çalışırsak çalışalım, endişenmekten kurtulamıyoruz.

Kendi adıma bazen bu durumdan boğulacak gibi oluyorum. Annem yetmişüç yaşında ve çok yakınımda oturuyor. Öyle olmasına rağmen ona virüs bulaşır korkusuyla gidemiyorum. Sarılmak, doya doya öpmek istiyorum fakat gidemiyorum. Torunlarım için de aynı şey geçerli. Hepimiz sevdiklerimize hasret kaldık. Ne kadar süreceğini kimse de bilmiyor. Sadece bildiğimiz tek gerçek bu virüsün yayılmasını engellemek bizim elimizde. Temasdan uzak durmak. Kalabalık ortamlarda bulunmamak. Elimizin sabunla yıkanması ve ortak alanlara mümkün olduğu kadar az temas etmek. Edilmesi durumunda da su ve sabun.

Bizler evimizde otururken, bizler için çalışan başta sağlık çalışanlarına, hizmet sektörü, market ve diğer ihtiyaçlarımız için kendilerini tehlikeye atan herkese teşekkür etmek istiyorum. Onlar bizim için dışarıdalar. O zaman bize düşen de evimizde oturmak. Sokakta gezmemek. Dualarımız ve kalbimiz onlarla . İnşallah en kısa sürede kurtuluruz virüs belasından. Sağlıcakla ve EVDE KALIN.