Gerede Belediye Başkanı Mustafa Allar 1 Şubat 1944 yılında Gerede’de yaşanan ve yaklaşık 4 Bin insanın ölümü ile sonuçlanan Gerede Depremi’nin yıl dönümünde önemli açıklamalar yaptı. Allar yakın zamanda Elazığ merkezli meydana gelen depremde hayatını kaybeden vatandaşlara baş sağlığı diledi. Allar deprem gerçeği ile yaşamamız gerektiğinin bir kere daha altını çizdi. Başkan Allar depremde önleyici tedbirlerle zararın en aza indirgenmesinin mümkün olduğunu ifade etti. Deprem riski karşısında alınması gereken tedbirlerle ilgili sözlerini sürdüren Başkan Allar bu tedbirlerin en başında kentsel dönüşüm çalışmalarının olduğunu ifade etti.

“1999 YILINDA DEPREM FELAKETİNİ NET OLARAK GÖRDÜK”

Mustafa Allar deprem felaketi hakkında şu değerlendirmeleri yaptı: “Ben öncelikli olarak 24 Ocak akşamında saat 20.55 sularında Elazığ ve Malatya civarında 6,8 büyüklüğündeki depremde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. Kederli ailelerin ecir sabır diliyorum. Yaralı olan vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum. Biz ülke fay hattının üzerinde olan bir ülkeyiz. Bu gerçeği kabul etmemiz gerekir. Elazığ ve Malatya ilimiz Güney Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde, biz bilindiği gibi Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda yer alıyoruz. Biz 1999 yılında 17 Ağustos ve devamında 12 Kasım depremleri ile yaşadığımız felaketin deprem gerçeğini hayatımızda net olarak gördük ve hissettik. Özellikle İzmit Gölcük’te resmi kayıtlara göre 17 Bin insanımız hayatını kaybetti. Ölen vatandaşlarımızı bir kere daha rahmetle anıyorum. 12 Kasım depreminde ise Bolu ve Düzce’de toplam 850 civarında vatandaşımızı kaybettik. Yine 5-6 bin civarında yaralı vatandaşımızın olduğunu biliyoruz.

“DEPREM DEĞİL TEDBİRSİZLİK VE DİKKATSİZLİK ÖLDÜRÜR”

Gerede’mizde 1 Şubat 1944 yılında Kuzey Anadolu fay hattında meydana gelen deprem sonrası yaklaşık 4 bin vatandaşımızı kaybetmişiz. İlçemizde çok ciddi bir yıkım meydana gelmiş ve çok sayıda vatandaşımızı bu depremden yaralanmış. Farklı zamanlarda yaşadığımız bu depremler bize bu gerçekle yaşamamız gerektiğini öğretmiş, bu durumdan kaçma şansımızın olmadığını göstermiştir. Bu coğrafyada bu durum bizim kaderimizdir. Bütün bunların yanı sıra bizler bu durum karşısında boynumuz bükük elbette beklemeyeceğiz. Deprem değil tedbirsizlik ve dikkatsizlik öldürür. Bu nedenle depremlere karşı alınacak ön tedbirlerin çok önemli ve şart olduğunu bir kere daha hatırlatmak istiyorum. İnşaat imalat konusunda bu hassasiyetlerin ve yeni yönetmeliklere uyulmasının zorunluluğu olduğunu ve vatandaşlarımıza doğru bilgilendirmelerin yapılmasının zorunlu olduğu gerçeğini anlatmak zorundayız.

“YAŞANAN HER TÜRLÜ DEPREM FELAKETİNDEN ALDIĞIMIZ BİR DERS VAR”

Belediyede bulunan ekibimizle birlikte deprem bölgelerinde yaşanan sıkıntıları görüp ona göre önleyici tedbirler almak için can ve mal kaybını en aza indirgeyecek şekilde neler yapılması gerektiği hakkında çalışmalar yapıyoruz. Yaşanan her türlü deprem felaketinden aldığımız bir ders var. Son dönemde yaşanan depremlerde hükümetimizin görev başında olduğu günlerde depremlere yapılan müdahalelerin çık hızlı olduğunu görebiliyoruz. UMKE-AKUT-JAK ve bu gibi oluşturulmuş olan birimlerle deprem anında daha bilinçli müdahalelerin gerçekleştirildiğini görüyoruz. Yapılan bu müdahaleler neticesinde can ve mal kayıplarının en aza indirildiğini görüyoruz.

“TESPİTLERİMİZİ YAPTIK”

Bolu AFAD’la deprem anında ihtiyaç durulanlara ilgili bir temasımızın olduğunu bilinmesini istiyorum. Toplanma alanları, özellikle kamu kurum ve kuruluşlarının nerelerde konuşlanacağını, insanlarımızın öncelikli ihtiyaçlarının giderilmesi için nerelerde çadırkentler nerelerde hizmet çadırlarının ve hizmet alanlarının oluşturulacağına dair insanlarımızın öncelikli ihtiyaçlarını karşılayabileceğimiz alanların tespitinin yapıldığını söylememiz gerekir.

“GEREDE’DE YAPILAN ÖLÇÜM VE DEĞERLENDİRMELER BİRÇOK İL VE İLÇEDE YAPILMADI”

Depremlerle ilgili en önemli önleyici tedbirlerin başında bizim yerel yönetimler olarak depremle ilgili atmamız gereken önleyici tedbirlerin başında kentsel dönüşüm çalışmalarıdır. Kentsel dönüşüm çalışmalarının hızlandırılması gerekmektedir. Hükümetimizde bu konu üzerinde hassasiyetle durmaktadır. Bu konuda altı çizilmesi gerek konu şudur deprem felaketi ile karşılaştığımızda ve yıkım etkisi ile ortaya çıkan maliyetle önleyici tedbirlere dayalı kentsel dönüşüm gibi çalışmalarla ortaya çıkan maliyetlerin birbirinden çok farklı olduğu gerçeğidir. Biz bu bilinçle hareket ediyoruz. Biz şuan 11.75 hektarlık bir alanda Gerede olarak yaklaşık 1040 konut üreteceğimiz bir projeyi şuanda hayata geçirmek üzereyiz. Bu konuda Bakanlar Kurulu kararı bu bölgede riskli alan edildi. Gerekli dönüşümler gerçekleştiriliyor. Bu riskli alan üzerinde uzlaşmalarımız şuanda yüzde 52 civarına yaklaştı. Bu bölgede iki adada yüzde 66 yüzde 70’leri yakaladık. Bu konuda Kentsel Dönüşüm Müdürlüğümüzle yaptığımız görüşmeler neticesinde 2020 yılı içerisinde yani içinde bulunduğumuz yıl içerisinde iki adada hem yıkım hem de yeni yapılaşmayı sağlamış olacağız. Bu konuda ki çalışmalarımız devam edecek ama bu konuda ki hedefimiz belirlediğimiz 11.75 hektarlık alanda bu işlemin gerçekleşmiş olması. Tüm ölçümler bu konuda yapıldı. Aynı zamanda birçok ilçe ve illerde olmayan mikro bölgeleme diye tarif ettiğimiz fay hattının belirlenmesi ve şehrin tamamı ile ilgili jeolojik ve jeofizik zemin çalışmaları Gerede’nin anayasası gibi tabusu gibi çalışmalar tamamlandı. Cumhurbaşkanımızın da her zaman söylediği gibi biz her zaman yatay mimariden yanayız. Depremle ilgili alınacak tedbirler doğrultusunda canla başla çalıştığımızın bilinmesini istiyoruz. Özellikle kentsel dönüşümle ilgili çalışmalarda vatandaşımızın bizlere yardımcı olmasını ve bu risklerin tehiliklerin alacağımız tedbirlerle elbirliği ile üstesinden geleceğimizi düşünüyorum” BMA