Çanakkale, Kurtuluş Savaşı'nın önsözü olmuştur. Milli mücadele ve Cumhuriyet yolunda lider olan ATATÜRK, burada bu kadar güven veren bir şekilde tanınmasaydı, herhalde Milli Mücadelede kendisine daha az yardım ve destek bulabilirdi.

Atatürk Milli Mücadelede Anadolu'ya geçtiğinde Havza, Amasya, Erzurum ve Sivas'ta hep kahraman olarak karşılanmıştır.

Amasya müftüsü Çanakkale'den sonra memleketi ikinci kez kurtarmaya geldiniz” diyerek, halk geçtiği yollara kırmızı halı yaymıştır.

Çanakkale Savaşı, Kurtuluş Savaşı, Atatürk, Şehitlerimiz, Gazilerimiz ve onların acılı aileleri bizim varlık sebebimizdir.

Çanakkale Savaşı Türk'ü Dünyaya tanıtan bir savaştır.

Çanakkale öncesinde, kendisine hasta adam denilen Türk imajı Çanakkale ile değiştirilmiştir.

Çanakkale muharebeleri, 600 yılı aşkın süre yaşamış olan Osmanlı Devleti'nin, Türkler tarafından kurulan bir İmparatorluğun son başarılı kavgasıdır.

Ulu çınardan filizlenen iradeye göre şekillenen Milli Mücadele ise, Türk Milleti tarafından kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuyla sonuçlanacak akıl almaz bir kavgadır.

Alpaslanlar, Kanuniler, Fatihler de onurla andığımız geçmişimizdir.

Bir ülkenin halkı ve halkıyla bütünleştiği liderleri, yöneticileri, komutanları bu günkü var oluşumuzu ortaya koymuştur.

Yüce Atatürk'ün ifade ettiği gibi Bir Milletin ruhu elde edilmedikçe, bir milletin azim ve kararı kırılmadıkça, o millete egemen olmanın imkanı yoktur.”

Çanakkale'de Türk askerinin savaşma kararlılığı, azim ve iradesi konusunda uzman olan Alman Harp Tarihçisi Carl Von Clausewitz'in tanımlaması da zirve yapmıştır. Dünyada Ölüm emrini alıp ölebilen” kaç asker vardır?

Çanakkale'de siperlerinde şehit olan askerlerin siperleri hiç boş kalmamış, sıradakiler hemen yerini almıştır. General Hamilton'un da dediği gibi Gelibolu sırtları adeta Türk askeri doğurmuştur.” Geriden gelenler arkalarına bakmadan ölüme koşmuşlardır.

Dünya Harp Tarihi ilk defa kendisine ölmeyi emreden komutanın emrini gözünü kırpmadan yerine getiren Mehmetçikle tanışmıştır.

Çanakkale'de olan bir anlamda 8.5 ay gibi kısa bir zamanda 231 bin şehit vermenin en büyük bir olay olduğu düşünülmelidir.

İstanbul Hukuk Mektebinden savaşa katılan 900 öğrenciden 17'si geriye dönebilmiştir.

Anadolu'daki liselerden savaşa gönderilen öğrenciler bir daha geri dönememişlerdir.

Liselerin künye defterlerinde Çanakkale de şehit olduklarından mezun verememiştir.” yazılıdır.

Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın deyişiyle Çanakkale çağlar üzre destanların özüdür.” Çanakkale yeni Türkiye'nin ön sözüdür.”

Mustafa Kemal'in Ruşen Eşref ile 1982 yılında yaptığı söyleşide;

“ Biz ferdi kahramanlık sahneleriyle meşgul olmuyoruz. Bomba sırtı vakasını anlatmadan geçemeyeceğim. Karşılıklı siperler arasında mesafe sekiz metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulamamacasına düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor, fakat ne kadar gıpta edilecek bir ölçü ve tevekkülle biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, hiçbir çekingenlik göstermiyor, sarsılmak yok. Okuma yazma bilenler ellerinde Kuran-ı Kerim, cennete gitmeye hazırlanıyorlar, bilmeyenler Kelime-i Şahadet getirerek yürüyorlar.

Bu, Türk askerinin ruh kuvvetini gösteren hayrete ve tebrike değer bir örnektir.

Emin olunuz ki Çanakkale muhaberelerini kazandıran bu ruhtur.”

Bu başarılar çok iyi bir planlama, askerinin ruhunu okuyabilmek ve baştaki komutanların bilgisi, cesaret, ve askerine güvenmesi yanında, askerinde komutanlarını çok iyi tanıması ile kazanılmıştır.

Milli iradenin temsilcisi TBMM tarafından kendisine Atatürk soyadı verilen Mustafa Kemal Atatürk'ün dehası burada kendini göstermiştir.

Mustafa Kemal 1 Haziran 1915'te Albaylığa terfi eder.

5. Ordunun Komutanı Liman VonSANDERS'e Burada mevcut bütün birliklerin benim kumandam altına verilmesini istiyorum” deyince Ordu Komutanı Çok gelmez mi?” deyince Az gelir.” Cevabını verir. Bu görüşmenin arkasından 8 Ağustos günü saat 21:50' de Albay Mustafa Kemal ordu emriyle Anafartalar Grup Komutanlığına” atanır.

Mustafa Kemal Anafartalar'da, 5 Tümene birden dahiyane bir sevk ve idare ile kumanda edecek ve o meşhur 10 Ağustos CONKBAYIRI zaferini kazanacaktır.

CONKBAYIRINDAN savaşı idare ederken bir şarapnel parçası kalbinin üstünde bulunan köstekli saatine isabet ediyor. Saat parçalanıyor. Derince bir kan lekesi bırakıyor. Yaralandığını gören yanındaki Tümen Komutanı Yarbay Servet askerin moralinin bozulacağını düşününce Mustafa Kemal parmağıyla sus işaretini veriyor ve askerin duymamasını istiyor.

Bu saatin parçalarını hatıra olsun diye Liman paşaya veriyor.

Liman Paşa'da saatini Mustafa Kemal'e veriyor. Bu saat halen Anıtkabir'de müzede görülmektedir.

25 Nisan 1915 günü Conkbayırında Türk askeri ve müttefikler arasındaki korkunç siper savaşlarına bir süre ara verildi. Askerler siperlerine çekildi. Yaralılar ve ölüler toplanıyordu.

İki siper arasında, açıkta, ağır yaralı bir bacağı kopmak üzere olan İngiliz Yüzbaşı avazı çıktığı kadar bağırıyor, kurtarın diye yalvarıyordu.

Ancak İngiliz ve Anzak siperlerinden kimse çıkıp yardım etmeye cesaret edemiyordu.

Çünkü en küçük bir harekette yüzlerce mermi oraya toplanıyordu.

Aslan yapılı Türk askeri siperindenbeyaz iç çamaşırını sopaya bağlamış olarak çıkarak yaralı İngiliz Yüzbaşının yanına yavaş yavaş yürüdü. Düşman askerleri siperlerinde nişan almış bekliyorlardı.

Türk askeri yaralı yüzbaşıyı yavaş yavaş kucaklayarak, yerden kaldırdı. Kolunu omzuna attı ve düşman siperlerine doğru götürdü. Usulca düşman siperi önüne bırakarak kendi siperlerine döndü.

Bu kahraman Türk askerinin cesareti, iyiliği ve insan sevgisi günlerce konuşuldu. Kitaplarda anlatıldı.

Türk ordusunun zaferi, İngiltere ve Fransa'nın sömürgelerindeki saygınlıklarına bir darbe, esir milletlere bir ümit ve istiklal ışığı olmuştur.

Çanakkale Zaferi, Türk askerinin direnme gücünün, fedakarlık ruhunun ve vatanseverlik şuurunun bir abidesidir.

Harpten önce kıymeti üzerinde tereddüt edilen Türk ordusu, iyi sevk ve idare edildiği zaman ehliyetli ellerde, bin bir yokluk ve zarurete rağmen neler yapmaya muktedir olduğunu dünyaya göstermiş ve Balkan yenilgisinin kara lekesini tertemiz kanıyla silmiştir.

Bilindiği gibi, büyük hadiseler olağanüstü şahsiyetleri, büyük ve müstesna kabiliyetleri meydana çıkarmaktadır. Mustafa Kemal'in ortaya çıkışında Çanakkale savaşları kader tayin edici bir merhale olarak gözümüze çarpmaktadır.

Çanakkale Zaferi, Mustafa Kemal'in ordu içinde olduğu kadar tüm milletçe de tanınmasına vesile olmuştur. Ordu, millet ve Anafartalar Kahramanı'na duyulan bu güven, Milli Mücadelenin zaferle sonuçlanmasında genç, dinamik ve yepyeni modern bir devlet kurmasında en büyük ilham ve kuvvet kaynağı olmuştur.

Çanakkale, Milli mücadelenin bir nevi başlangıcı sayılmaktadır. Çanakkale, Türk'ün vatanseverliğinin, cesaretini, mücadele azminin ve kahramanlığının sembolüdür.

Çanakkale'yi geçilmez yapan büyük zafere ulaştıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, topun vincinin bozulması ile 215 kiloluk bir mermiyi omuzlayıp topun namlusuna yerleştiren Seyit Onbaşıları, Tüm şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz. 16.03.2019